web counter
TÜRKÇE ANSİKLOPEDİ SİTESİ - Sultan Ahmet Camii!

Ziyaretçi Defteri
İletişim
Ana Sayfa
ÖNEMLİ KİŞİLERİN HAYATLARI:
Mimar Sinan'ın Hayatı!
Pisagor'un Hayatı!
Yunus Emre'nin Hayatı!
Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı!
Peygamberimizin Hayatı!
İbni Sina'nın Hayatı!
Büyük İskender'in Hayatı!
Atatürk'ün Hayatı!
Edison'un Hayatı!
TARİHİ YERLER:
Nemrut Dağı!
Pamukkale!
Sümela Manastırı!
Balıklı Göl!
Hasankeyf!
Süleymaniye Camii!
Kız Kalesi!
Topkapı Sarayı!
Galata Kulesi!
Kız Kulesi!
Peri Bacaları!
Harran Evleri!
Uzungöl!
Nasreddin Hocanın Hayatı!
İshak Paşa Sarayı!
Çeşme Kalesi!
Bodrum Kalesi!
Sultan Ahmet Camii!
Eyüp Sultan Camii!
Ayasofya Müzesi!
Cennet Cehennem Çöküğü!
Üyelik Formu


Site sahibine ulasmak için iletişim sayfasını kullanınız!

 

Sultan Ahmet Camii

Sultan Ahmet Cami

Sultan Ahmet Cami
Bina
Eski adı ahmad-ı sultan
Tipi Cami
Yer İstanbul, Türkiye
Yapım
Başlama tarihi 1609
Bitiş tarihi 1616
Yükseklik 45 metre
Tasarım ekibi
Mimar Sedefkar Mehmet Ağa

Sultan Ahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında sultan I. Ahmet tarafından İstanbul'daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de gene mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camisi konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultan Ahmet Camisi külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.

Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate sayan en önemli yanı, 20.000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir. Caminin içi 260 pencereyle aydınlatılmıştır. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir.

 

Altı Minarenin Hikayesi [değiştir]

Efsaneye göre dönemin padişahı I. Ahmet, başta minareleri altından yaptırmak istemiştir. Ama kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya yanlış işiterek, "altın" sözcüğünden "altı" yaparak, camiyi 6 minareli inşa ettirmiştir.

Ancak efsaneler bir kenara, İstanbul'da meydana gelen her büyük olay, her büyük eser, İslam dünyasını yakından ilgilendiriyor ve başlıca konu ediliyordu. Sultan Ahmet Camisi'nin yapılması da hayranlıklar, geniş yankılar uyandırmıştı. Fakat İmparatorluğun bazı eyaletlerinden de itirazlar gelmişti. İtiraz edenler, camiye altı minare yapılması kabe'ye saygısızlık olur diyorlardi. Çünkü o zamanlar altı minaresi olan tek mabed Mekke'de idi. Padişah bu meseleyi bütün İslam alemini memnun edecek bir şekilde halletti: Mekke'ye yedinci minareyi yaptirdi.

Sultan Ahmet Camisi'nin 1895 yılındaki hali

Minarelerle alakalı diğer bir husus da, şerefelerdir. Sultanahmet minarelerinin dördü üçer, ikisi de ikişer şerefelidir ve toplam 16 şerefe yapmaktadır ki bu da aynı zamanda Sultan Ahmet'in 16. padişah olduğuna işaret eder. Sultan 1. Ahmed 14. padişah olmasına rağmen aradaki fark Osmanlı Devleti'nin Fetret Devri'ndeki Yıldırım Beyazıt’ın iki oğlu Emir Süleyman ve Musa Çelebi’nin tahta geçmemesine karşın padişah sayılmasındandır.


Caminin içeriye açılan 3 kapısından herhangi birinden girildiğinde dış görünüşü tamamlayan boyama, çini ve vitray camlarının zengin ve renkli süslemeleri ile karşılaşılır. İç mekan büyük bir bütündür; ana ve yan kubbeler geniş sivri kemerlerin dayandığı 4 iri sütun üzerinde yükselir. Caminin içini 3 taraftan çevreleyen balkonların duvarları, yine iznik çinileri ile süslüdür. Bunların yukarısı ve bütün kubbe içleri ise boya işidir. Avlunun batı girişinde ise, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır. Bu kordon avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmaması için eğmesini gerektiriyordu. Bu, padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylemdi.

Merhaba ben site sahibiyim size bu kutucuklarda küçük ipuçları vereceğim:)

Sayfanın solundaki linkler sizi üstünde adı yazan sayfalara ulaştırır,

İletişim bölümü sizin benimle iletişime geçmenizi sağlar,

Sayfanın solundaki siyah renkli başlıklar konuları gösterir,

En alttaki sayaç sitemi bugüne kadar ziyaret eden kişilerin sayısını gösterir,

Son olarak siteme eklememi istediğiniz şeyleri bana iletişim sayfasından bildirmenizi isterim.

İyi çalışmalar:)

Bugüne kadar 9548 ziyaretçi (11786 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol